“…İstemememe rağmen…”
by jinekolojiksiddet
Benim hikayem bir kurtaj hikayesi. Oldukca mucizevi bir bicimde hamile kaldiktan sonra gebeligi sonlandirmak uzere bir Tıp Fakultesi’ne basvurdum. Evli degildim ama Turkiye sartlarında oldukça ender olabilecek bir biçimde hem ailem hem de erkek arkadaşım yanımdaydı tüm süreçte. Gebeliği sonladırmak istediğimden emin olmama rağmen hiç kolay bir süreç değildi. Ve doktorum sağolsun bu süreci zorlaştırmak için elinden geleni yaptı. Kürtajdan önceki gün ultrason muayenesine girdim. Doktorum fetusu görmek isteyip istemediğimi sordu, görmek istemedim. Kalp atışını dinletmeyi önerdi reddettim. Muayeneye devam ederken beni hiç anlamadığını, kadınların kariyer uğruna bebeklerinden vazgeçmelerinin ne kadar saçma olduğunu vs anlattı. Garip olan kendisi bir kadındı, profesordu. Anneliğin ne kadar zor olduğunu biliyor olmalıydı. O kadar kötü hissediyordum ki tek kelime etmedim. Sonra kendisi odadan çıkarken bana en büyük kazığını attı. Görmek istemememe rağmen ultrason ekranını tamamen muayene koltuğuna doğru çevirmişti ve ekran kapalı olması gerekirken, ekranda fetusun fotosu vardı. Yine sustum. Görüntü benim görmem için kaydedilmiş ve orada bırakılmıştı. İstemememe rağmen… Sanırım o görüntü bir tokat ile eşdeğer benim için. Ekrandaki sadece 8 haftalık bir fetustu oysa. Kürtaj hakkında emindim evet. Ama yine de görmek istememiştim. Doktorum bu hakkımı elimden aldı bile isteye. Ertesi gün kürtaja girerken seni hala doğurtabilirim diye kendince şakalar yapıyordu. Benden hemen önce kürtaja giren kadına da yapmış aynısını. Orada ameliyathane önünde konuşurken anlatmıştı kadın. İKinci bebeğine hamile kalmış, ilki çok küçükmüş istemiyormuş. Bir gün önce geldiğinde yarın seni burada görmek istemiyorum diye uğurlamış kendisini…
Sanirim jinekolojik siddet sadece doktorlarin hastalarina kotu davranmasiyla sinirli bir durum degil. Bir de doktor ne kadar cagdas olursa olsun uzun yillardan beri sure gelen bir duzenin parcasi oldugu icin farketmedigi durumlar var. Ornegin, yurt disnda oldugum ilk jinekolojik muayenede dikkatimi ceken unsurlar: muayeneden once odadaki isigin los bir hal alacak hale getirilmesi, muayene masasi ile kapi arasindaki perde cekilmeden muayeneye baslanmamasi ve en ilginc olanida ultrason aletini doktorun once sizin elinize vermesi ve alet iceriye girdikten sonra aleti kendi kontrolune almasiydi. Bu unsurlar tamamen bir kadin hasta bakis acisiyla duzenlenmis. Turkiye’de ise hangi hastaneye giderseniz gidin muayene sureci doktorun en rahat ve hizli hareket edecegi cekilde duzenlenmis olmasi arada buyuk bir fark yaratmaktadir. Bu konudaki ilginc bir noktada bizim gibi cinselligin tabu oldugu kapali toplumlarda bu konuya hic onem verilmezken cinsellik konusunda herhangi bir baski yasamayan toplumlarin kadinin mahremiyetine daha onem vermesidir.
siz duygusal durumunuzdan bahsediyorsunuz benim annemin rahmindeki kistleri herhangi bir anestezi kullanmadan annemi bağırta bağırta kendisi de sus be kadın diye bağıra bağıra yaptı.değil duygusal durum, türkiyedeki doktorlar fiziksel durumunuzu bile düşünmüyorlar.hele de özele gidecek paranız yoksa yandınız.Türkiyenın sizin bahsettiğiniz yere gelmesine çok var önce bunları çözseler sonra duygusal durumumuzu düşüncek halimiz kaalır.